SON DAKİKA
Hava Durumu

DOSABSİAD ve TUGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel "Türkiye’nin lokomotifi ihracattır"

On TV’de Orhan Efe’nin sunduğu Türkiye Gündemi programına konuk olan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) ve Türkiye Genç İş İnsanları Derneği(TÜGİAD) Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, “Pandemide gördük ki, Türkiye’nin lokomotifi ihracat. Artık ürünü sattıran, işin servisi ve o servisi ne kadar hızlı sağlayabildiğiniz. Türkiye bunu yapabilecek

Haber Giriş Tarihi: 29.03.2022 14:34
Haber Güncellenme Tarihi: 29.03.2022 16:01
Kaynak: Haber Merkezi
https://onmedya.com.tr/
DOSABSİAD ve TUGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel "Türkiye’nin lokomotifi ihracattır"

On TV ekranlarında Orhan Efe'nin sunduğu Türkiye Gündemi programına DOSABSİAD ve TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel konuk oldu. Program kapsamında iş dünyasının sorunları masaya yatırıldı. Nilüfer Çevikel kendisini, "Çalışmayı seven, çok küçük yaşlardan beri çalışan, okuyan ve iş dünyasına adım atan, birkaç sektör denedikten sonra da bugün Tekstil sektöründe faaliyet gösteren ve ihracat yapan, Bursa doğumlu, Bursa'da yerleşik, aynı zamanda dernek başkanlıkları yapan ve son dönemde dijitalleşme ve yeşil dönüşümde adımlar atan, kendini bu alanda geliştirmeye ve gençleri bu alanda geliştirmeye adayan bir insan" olarak tanımladığını belirtti.

Dünyanın her yerinde iş insanlarının zorluklar yaşadığını belirten Çevikel, “Artık her şey global. İş dünyasının yaşadığı zorlukları konuşurken, dünyaya bakmamız gerekiyor. Dünyada ne yaşanıyorsa haritanın öbür ucunda Türkiye'de de aynı durum söz konusu. Son yıllarda yaşadığımız en ciddi sorunlar, herkes için geçerli olan enerji maliyetleri, hammadde,  ara mamul ve kalifiye eleman sorunu” şeklinde konuştu.

"Artık dönüşmemiz gerekiyor"

Üretimin daha yeşil ve doğru yapılabilmesi adına teşviklerin ivedi bir şekilde çıkması gerektiğini belirten Çevikel,  “En son gelen enerji maliyetleri ile alakalı birçok açıklamada bulunduk. Çünkü 1 Ocak 2021’den 1 Ocak 2022'ye gelene kadar yüzde 500 oranında doğalgazda artış oldu. Keza elektrik aynı şekilde çok fazla arttı. Bunun yanında hammadde, ara mamul, kalifiye eleman sorunu var.  Bunların hepsi ciddi problemler. Üstüne üstlük geçen haftalarda 3 günlük bir kesinti de yaşandı. Biz, yenilenebilir enerji yatırımlarının önemine ve bunun teşvik edilmesi gerektiğine dikkat çektik ve hala aynı şeyleri söylüyoruz. Bir de Paris Anlaşması, iklim değişikliği, iklim krizi var.  Önümüzdeki yıllarda imzalanan mutabakat dolayısıyla karbon ayak izi vergisi de oluşacak. Yeşil üretim, yeşil dönüşüm ile beraber hem dijitalleşme hem de çeşitli vergiler geleceği için maliyetleri azaltıp diğer ülkelerinde önüne geçmek zorundayız. Artık üretimin daha yeşil ve doğru yapılabilmesi adına teşviklerin ivedi bir şekilde çıkması ve dönüşmemiz gerekiyor. Önemli bir konu daha var. Bu da çok kısa bir süre sonra karşılaşacağımız, su ayak izi. Bütün dünyada tükenmez zannettiğimiz su, aslında tükeniyor. Suların yüzde 97-98'i tuzlusu, yüzde 2’si de buzulların altında kaldı. Yani suların sadece Yüzde birini kullanabiliyoruz. Bursa bölgesi açısından baktığımızda Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi çanağın ortası olsa da, orada bile su kesintileri maalesef başladı. Tarımda yüzde yetmiş beş oranında su kullanılıyor. Ama fatura sanayiye çıkıyor. Her şeyden önce tarımda doğru sulamanın yapılması gerekiyor. Ondan sonra su ayak izini küçültmemiz gerekiyor. Bu konularda adım atmak için çok ciddi anlamda geç bile kaldık” dedi.

Yeni ekonomi paketlerinin yeterli olmadığını belirten Çevikel, “Biz devletle her konuda iletişim kurmaya çalışıyoruz. Kimi zaman derdimizi çok rahatlıkla anlatabiliyoruz. Ama kimi zaman da onlar bizi ikna edebiliyor. Bu, karşılıklı görüş alışverişi içerisinde oluyor. Sorunu, sonucu ve ne yapılması gerektiğini kendimizce dile getirmeye çalışıyoruz. Sanayinin ve gençlerin önünün açılması için ne tür yatırımlar yapmamız gerektiği hakkında devletimizden destek ve teşvik bekliyoruz. Olumlu da yanıtlar alıyoruz. Bu süreci iyi bir şekilde atlatıp diğer ülkelerin önüne geçeriz diye tahmin ediyorum. Geçen hafta Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile konuştuk. Yeni ekonomi paketlerinin yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Ekonomi paketlerinin doğru yerlere, doğru şekilde verilmesini istiyoruz. Sayın Varank’tan yenilenebilir enerji ile alakalı destek talep ettik. Organize sanayi bölgeleri içerisinde güneş enerjisi(GES) yatırımı yapıldığında, bizim yaklaşık yüzde 50 karımız oluyor. Ama hemen dışarıda yapınca yapamazsınız diyorlar. Böyle olunca da dağıtım iletim bedeli TEDAŞ’ın üstüne çıkıyor. Sayın Varank, önümüzdeki günlerde bilhassa GES'lerle alakalı  teşviğin olumlu manada açıklanabileceğini söyledi. Bu sorunları artık aşmamız gerekiyor. Biz enerji maliyetlerinden ziyade AR-GE ve inovasyon ile mücadele etmeliyiz” diye ifade etti.

"Türkiye’nin lokomotifi ihracat"

Gazeteci Orhan Efe’nin ‘ekonomi bakanı olsaydınız hangi adımları atardınız?’ sorusuna Nilüfer Çevikel şu yanıtı verdi: “Kendimi ekonomi bakanı olarak değerlendirdiğimde, herkese eşit davranmak zorundayım. Çünkü, her sektör bir teşvik bekliyor. Herkesin bir talebi var. Ben kendi sektörüm olan sanayiyi iyi bilen bir insan olarak, sanayinin niçin öncelikli olması gerektiğini ortaya koyarım. Çünkü pandemide gördük ki, Türkiye’nin lokomotifi ihracat. Artık ürünü sattıran, çok üretmek değil. Ürünü sattıran, işin servisi ve o servisi ne kadar hızlı ve doğru sağlayabildiğiniz. Türkiye bunu yapabilecek güçte. İnsanlar artık konteyner bazında mal almak değil de daha az, kısıtlı stok tutarak çalışmaktan ve servisini doğru alabilmekten yana. Türkiye burada çok ciddi bir şans yakaladı. “

İhracatın desteklenmesi ve kur riskinin ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyen Çevikel, “Öncelikle maliyetlerin düşürülmesi ve bizim kaliteli üretim yapabilmemiz gerekiyor.  Enerji bakımından fakir bir ülkeyiz. Ama bunun alternatifleri var. Bunun yanında Paris İklim Anlaşmasını imzaladık. Karbon vergisi yüzde 25 geliyor ve 2025 yılında 2 milyar Euro sanayiciye ek bir vergi getirir. Bu durumda zaten kur riskiyle karşı karşıya olan Türkiye ihracatçısı ürününü satamaz hale gelir.  Fuarlarda, Türk standları, Türk ürünleri çok sıkı takip ediliyor. DOSAB’da Yaklaşık 550 firma ve 5 milyar dolarlık ihracat var. Bizim en fazla ihracat yaptığımız yer Avrupa. Kaliteli ürün istediği için bizi tercih ediyor. O zaman bizim üretebilme kabiliyetimiz var. Yapmamız gereken; maliyetleri aşağıya çekebilmek ve kur riskini bertaraf edebilmek.

"İstihdam garantili eğitimler veriyoruz"

Kalifiye eleman bulma konusunda ciddi sorunlar yaşandığını belirten Çevikel, “Birkaç sene sonra artık hiç eleman bulamayacağımız sektörler var. Bunlarla alakalı olarak Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Eğitim Vakfı(BUTGEM) ve Bursa Teknoloji Koordinasyon ve Ar-Ge Merkezi(BUTEKOM) ile ciddi iş birlikleri yapıp çoğunlukla ücretsiz olmak üzere kurslar açıyoruz ki insanlar gelip meslek edinsinler. Dokumacıdan kalite kontrolcüye, birçok alanda istihdam garantili eğitimler veriyoruz. Ülkemizde ciddi bir istihdam sorunu olmasına rağmen her firmada eleman açığı var. Halk tarafından meslekleşme konusuna çok fazla önem vermeme durumu da söz konusu. Sektörde bu konuyla alakalı talepte de sıkıntı var. Biz bunun arzını fazlasıyla yapıyoruz. Hatta ücretsiz yapıyoruz. İnsanları buraya nasıl entegre edebileceğimiz konusunda da çalışmalar yürütüyoruz. Dijitalleşme ya da yeşil dönüşümle alakalı eğitimler de veriyoruz. DOSABSİAD olarak, İşkur ofisi de olduk. Bunu ücretsiz şekilde sanayiciye çift taraflı hizmet olsun diye yapıyoruz. Meslekleştirmeyle alakalı çok önemli çalışmalar yapılması ve bunun önemine dikkat çekmemiz gerekiyor.

"Markalaşmanın en önemli ayağı dijitalleşmedir"

Dijitalleşmenin önemine dikkat çeken Çevikel, “Türkiye de maalesef dünya markası olarak sayabileceğimiz çok az marka var. Markalaşma ayrı bir yatırım. Bunun için yurtdışında da birçok firma ek şirketler kuruyor. Bugün markalaşmanın en önemli ayağı dijitalleşmedir. Bu alanda hala bir şansımız olduğuna inanıyorum. Dijitalleşen dünyada 70 yıllık firmayla geçen sene kurulmuş bir firma arasındaki fark çok hızlı bir şekilde kapanacak. Bu sürecin iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Eğer biz bu arayı doğru değerlendirebilir ve gençlerimizin desteği ile öne geçebilirsek, ülkemizden dünya markaları rahatlıkla çıkacak. Bu dijitalleşme ve yeşil dönüşüm arasındaki süreç bizden dünya markaları çıkması için önemli bir fırsat” ifadelerini kullandı.

Çevikel, dijitalleşme konusunda yaptıkları çalışmaları, “Türkiye de dijitalleşmeyle alakalı akıllı zeka, kripto, yazılım, dijital pazarlama gibi alanlarda çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Dijital dönüşüm kursumuz başlıyor. Yani önce biz dönüşüyoruz sonra istihdam edeceğimiz elemanları dönüştürmeye başlıyoruz. Bunun yanında TÜGİAD olarak 29 Ekim’de Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümü için bir balo yapmaktansa, Atatürk’ün bize emanet ettiği gençlere akıllı zeka temel eğitimi vermeyi tercih ettik. Her şubemizde biner öğrenciye eğitim vereceğiz”şeklinde açıkladı.

"Kadın çalışan konusunda devletimizden ciddi adımlar bekliyoruz"

Türkiye İş adamları Derneği'nin genel kurulunda, isminin iş insanları olarak değiştirildiğini belirten Çevikel, “Bir anlamda ihtilal yaptık da diyebiliriz. Yarı yarıya kadın yönetim kurulu üyesi ile geldik. Aynı zamanda G20’de Roma'da,  Fransa ve Kanada’dan sonra yönetici kadrosunda kadın olan dünyada 3. ülke ve 3. dernek olmuş olduk ve bu güzel bir değişim oldu.” dedi.

Kadınların iş hayatında yaşadığı en büyük sorunun kontrol edilebilirlik imajı olduğuna dikkat çeken Çevikel, “Ülkemizin kadın çalışan istihdamı konusundaki ana sorunu kadın çalışan gelsin yönetelim anlayışı. Yani yönetilebilme, yönlendirilebilme şansı daha fazla olduğu düşünülerek kadın çalışanlar destekleniyor. Sonra içinden benim gibi biri çıkıyor. Orada sıkıntı oluyor tabiki. Kadın erkek diye ayırmayalım, özellikle yönetici pozisyonuna getirdiğimiz insanlara artık müdahale etmeden yönetme fırsatı tanıyalım. Benim cinsiyetimden dolayı iş hayatında yaşadığım en büyük zorluklar; insanların müdahalesi ve yönetebilme, etkileyebilme imajı. Ama bu durum kanunla veya başka şekilde değişecek. Şu anda Türkiye’de çalışan kadın oranı yüzde 35 civarlarında. Ama yönetici ve sanayici kadın çalışan konusunda bu oran daha düşük. Bu konuda devletimizden ciddi adımlar bekliyoruz. Umarım bu konuda iyi gelişmeler olur.” diye konuştu.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.